Erken Ebeveynlik Eğitimlerine Gerçekten İhtiyaç Var mı?
Bir çocuğun doğumu ebeveynlerin hayatında önemli bir geçiş noktasıdır. Bu süreç çocukların büyümesini izlemek gibi olumlu deneyimlerin başlangıcıdır. Ancak birçok çift için ebeveynlik aynı zamanda, çift ilişkinin kalitesinde düşüş, fiziksel yorgunluk, psikolojik sıkıntıda artış ve etkili ebeveynlik davranışları geliştirme ile ilgili zorluklar gibi olumsuz yaşantılara da neden olur. Yapılan araştırmalar, yeni doğum yapan annelerin% 80’inin doğumdan sonraki ilk haftalarda hafif depresyon belirtileri gösterirken, % 30’a yakın bir oranın sonraki süreçte klinik depresyon geliştirebildiğini vurgulamaktadır. Ebeveynin stresi ve ebeveynlikte yetersizlik, çocuk istismarı ve çocuğun gelişimindeki olumsuzlukların başlıca risk faktörleridir. Fiziksel yorgunluk ve doğum sonrası depresyon gibi ebeveynliğe geçişin bazı olumsuz sonuçları herhangi bir müdahale olmaksızın zamanla azalabilirse de, evlilik kalitesi ve çocuk gelişim evreleri dikkate alındığında, genç ebeveynlerin üzerindeki stresin olumsuz uzun süreli etkileri olduğu gözlenmiştir. Bu bilgiden yola çıkarak geçtiğimiz yıllar içerisinde ebeveynliğe geçişi kolaylaştırmak için birçok farklı müdahale programı geliştirilmiştir. Bu müdahaleler genel olarak hamilelik sürecinde olan ya da yeni ebeveynleri ebeveynlik becerileri, stresörlerle baş etme, eşler arasındaki olumlu etkileşimleri teşvik etme ve çocuk gelişimini destekleme konularında eğitmek için dizayn edilmiştir. Peki bu eğitimler ne kadar etkilidir? Pinquart ve Teubert 2010 yılında ebeveynliğe geçişi kolaylaştırmak için önerilen önleme programlarının etkililiğini mercek altına aldıkları bir çalışma yapmışlardır. Gebelik sırasında veya doğumdan sonraki ilk 6 ayda başlayan müdahalelerin etkilerini inceleyen 142 makaleyi gözden geçirdiklerinde bu süreçte uygulanan ebeveynlik eğitimi tarzı müdahalelerin ebeveynin stresi, çocuk istismarı, ebeveynlerin fiziksel sağlığa yönelik koruyucu davranışları, çocuğun bilişsel gelişimi, sosyal gelişimi, motor gelişimi, çocuk ruh sağlığı, ebeveyn zihinsel sağlığı ve çift uyumu üzerinde etkili olduğunu ve uzun vadede bu etkilerin sürdüğünü göstermişlerdir. Yazarlar bu çalışmalarından yola çıkarak ebeveyn odaklı müdahalelerin etkililiğini ortaya koyan diğer çalışmaları desteklemişler ve özellikle hamilelik sürecinde olan ve yeni ebeveynlere yönelik eğitim programlarının daha erişilebilir olmasının öneminin altını çizmişlerdir. Hamilelik süreci ve ilk 6 ay bu programlara ulaşım için özellikle önemlidir. Çünkü (a) ideal önleme sorunlar gelişmeden başlamalıdır, (b) ebeveynliğe geçişte birçok yeni zorluk vardır, (c) doğumun ilk aylarında doğum sonrası depresyon riski yüksektir (d) çocuğun hayatının ilk ayları, bağ gelişimi açısından çok önemlidir.
http://psycnet.apa.org/record/2010-11932-011
Çeviren: Görkem Demirdöğer
